tuğba belözoğlu,emre`nin nasıl ewlenme teklif ettiğini şöyle anlatıyor:emre ingiltere`deydi.biz de hafta sonu istanbul`da görüşmek üzere sözleşmiştik ama emre telefon açarak sakatlığının tedavisi için almanya`ya götürüleceğini söyledi.ben de tamam dedim.kuzeni volkan da onunla birlikte ingilteredeydi.ben de hafta sonu ewde miskin miskin otururken ablamın haberi warmış durumdan bana neden kuaföre gidip oyalanmıyosun dedi.ben de ne gereği var dedim.o sırada emrenin kuzeni volkanda istanbula geldiğini ve emrenin bana aldığı üst baş bir takım hediyeleri bırakması gerektiğini söyledi.ben de acelesi yok dedim.yinede ısrar etti.tamam dedim.volkan geldi,beni oyalamaya çalıştı.bu sırada sözü emre alıyor:ben de volkan onu oyalarken evin kapısının önünde merdiwenlere gül serpiştirmekle meşğuldüm.bir de birbirimize kuzu dediğimiz için gerçek kuzu almıştım.onunla baş etmeye çalışıyordum.zaten yol boyunca volkanla arabanın içinde zor zap ettik hayvancağagızı.kuzunun boynuna zincir koydum.zinciri ucunada nişan yüzüğünü taktım.ben bu haldeyken,komsu teyzeler bana garip garip bakmaya başladı.izah edeyim durumu derken,bir bildiğin vardır oğlum anlaşılıyor dediler neyse ki..tuğba dewam ediyor:sonra kapı çaldı.bir açtım ki emre kucağında bir kuzu tam karşımda.şok oldum,nutkum tutuldu.emre o an benimle ewlenir misin? diye teklif ediyor işte..tuğba gel içeri geçelim,çok heyecanlıyım,içeride konuşalım demesi üzerine emre;ya şimdi cewap werirsin ya da çekip giderim diyor.böylece onlar erdi muratlarına biz çıkalım kerevetine...
fenerbahçe dergisinde alıntıdır..